Kadir İnanır ,sadece bir baş oyuncu değil; kimi zaman kadınların hayranlıkla
izlediği yakışıklı jön, genç kadınların gönlündeki yakışıklı, kimi zaman haksızlığa
baş kaldıran Tatar Ramazan, yâda sevdiği kadını zengin adama kaptıran mert
delikanlıdır. Hangi rolde olursa olsun rolünün hakkını tartışmasız veren Usta
oyuncu günümüz dizilerinde yeni jön adaylarına ilham kaynağı oluyor. örneğin
Dila hanımda filmini de öyle bir sahne vardır ki kollarını açarak yere diz
çökerken Türkan Şoray’a baktığı sahne, bugün bir çok dizide benzer sahneler
görüşmüştür. .
Kuşaktan kuşa değişmeyen Türkiye’nin ünlü jönü, oyuncusu Kadir İnanır
dergimizin bu sayısına konuk oldu .kısa yaptığımız söyleşide bizi tıpkı filimdeki
gibi centilmence karşılayan kadir inanır yıllar geçmesine rağmen değişmeyen
yakışıklılığı o yüzünde eskimeyen gülümsemesiyle bizleri bir kez daha kendine
hayran bırakırken vakit geçirmeden merak ettikleri soruları yöneldik.
-kadir inanır birçok rollerin kahramanıdır. Çok fazla karaktere hayat verdinizi
peki bu rollerden hangisi Kadir İNANIR ‘a yakın bir karakterdir.
– Kadir İnanır hepsinden birazdır ne mutlu bana ki birçok karaktere can vermiş
olmam hepsi ayrı kişi ayrı kişiliktir. Bu kişilikleri olmak iyi bir oyunculuk
gerektirir. hiçbir zaman tek karakter üzerinden rollerde olmadım.
Filmlerinizin dizileri çıkıyor zaman zaman bu konuda ne diyeceksiniz
Taklitleri aslını yaşatır
Peki, unutamadığınız bir sahne var mı?
Her filmimde unutulmaz sahnelerim vardır ama mesela bir dere sahnesinde
ciddi bir boğulma tehlikesi yaşadım bunun gibi bir çok olaylar ….
Peki, neden sanatçılar yaşam için Marmaris değil de çevresini seçiyor neden
Bodrum neden Datça neden Dalaman da Marmaris değil
Bunu bana değil yerel yöneticilerinize sormanız lazım Marmaris te kaç tane film
çevrilmiştir hiç düşündünüz mü yada sanatçıya verilen değer nedir. Düşünsenize
Marmaris’te gişeli bir filmin oynaması nasıl bir reklamdır. Emin olun çok şey
kazandırır sadece yerel yöneticilerinizin biraz daha sanat ve sanatçıya destek
olmasıyla olur bütün bunlar dedi.
