Angela yerden kalktı ve odasına gitti. Kıyafetleriyle uyuyakaldı. Sabah kalktığında her yeri ağrıyordu. İştahı yoktu. Kış gelmek üzeri olduğu için ev çok soğuktu. Mecburen kalktı ve titreyerek şömineyi tutuşturdu. Dün Harry’ye fırlattığı eşyalar yüzünden yürümek çok zordu. Oda ısınana kadar etrafı toparladı. Harry’yi beklemeye başladı. Dünden dolayı özür dileyecekti. Onun sevdiği yemeği pişirdi. Kendine de bir çay hazırladı. Akşam olmak üzereydi. Gözünü yola dikti, gelen giden yoktu. Harry bir süre daha gelmeyecekti ama Angela bunu bilmiyordu.
Günler Angela için aynı geçiyordu. Harry’yi bekleyerek, kitap okuyarak. Hem şömine için odunu hem de yiyeceği çok azalmıştı. Harry onu açlığa terk etmezdi. Aradan bir süre daha geçtikten sonra at arabasının sesi duyuldu. İşte Harry gelmişti. Koşar adımlarla kapıyı açtı. Kapıda ki Harry değil Kâhya Kadın’dı. Angela çok büyük bir hayal kırıklığı yaşasa da belli etmedi. Kâhya kadın hanımını çok özlemişti. Üstelik hasta gibi de durmuyordu. Getirdiği yiyeceği ve odunları arabacıya taşıttı ve ikisi beraber oturma salonuna geçtiler. Angela kızını o kadar özlemişti ki hemen onu sordu. Kâhya kadın kızcağızın perişan halinden bahsetmek istemedi. İyi olduğunu söyleyerek geçiştirdi. Sophie’nin evi komple değiştirdiğinden, adının geçmesini yasakladığından da bahsetmedi. Angela Harry’yi sordu. İşlerinin çok yoğunluk olduğunu öğrenince içi rahatladı demek ki ondan gelmemişti. Kâhya kadın biraz daha kalmayı çok istese de eve dönmek zorundaydı. Sophie hemen dönmesini emretmişti. Kâhya kadın gidince yeniden sessizliğe döndü. İyiydi. Kimseyi görmüyordu, ses duymuyordu. Bu kabus yakında bitecekti. Derin bir nefes alarak kitabına geri döndü.
Malikanede ise Sophie rüzgârı esiyordu. Çalışanlar dur durak bilmeden hizmet ediyorlardı. Ava ve Mia için yeni bir oda hazırlanmıştı. Harry’nin eve gelmediği günler Amelia yemeğini Kâhya Kadın’la yiyordu. Çünkü Sophie sürekli ağlamasına katlanamıyordu. Angela gideli uzun bir süre olmuştu ve bildiği kadarıyla Harry onu ziyarete gitmiyordu. Bu iyi haberdi. Hatta Harry dostlarına iki kez yemek vermişti. Angela’yı seyahatte bildikleri için adı geçmiyordu. Hazırlıklar için Sophie’ye teşekkür ediyorlardı. Hatta bir keresinde Harry’de minnettarlığını dile getirmişti. Her şey yokunda gidiyordu. Noah’la yaptıkları plana göre Harry’yi zehirlemesi gerekiyordu. Ama artık bu mümkün değildi. Harry hayatının aşkıydı. Ona asla zarar veremezdi.
Aradan iki ay kadar bir süre geçmişti. Kâhya kadın düzenli olarak yiyecek ve yakacak odun getiriyordu. Malikaneden ise üstünkörü haberler veriyordu. Onun için Amelia çok önemliydi. İyiydi. Geldiği günden beri gözüne kimse görünmüyordu. Herhalde evine yakın bir zamanda dönerdi. Akşam şöminenin başında daldığı düşüncelerden gelen at arabasının sesiyle ayrıldı. Korkmaya başlamıştı. Bu saatte kim olabilirdi. Kapı sertçe vuruldu. Ürkek adımlarla kapıya yaklaşarak sesleri dinledi. Ses yoktu açmayacaktı. Harry’nin sesini duyunca hemen açtı kapıyı. Kocası sarhoştu. Çok nadir sarhoş olan bir adamdı. Kapı açılır açılmaz Harry Angela’yı kollarına aldı ve öpmeye başladı. Çok büyük bir açlıkla öpüyordu karısını. Yatak odasına gitmeye bile gerek duymadılar. Uzun süren hasretin acısını çıkarırcasına sardılar birbirlerini.