Sophie bir varoluş hikayesi başlatıyordu. Bir kadının başka bir kadını yok ederek olacaktı bu varoluş. Bir entrika sarmalı başlıyordu. Kazanan sade ve sadece Sophie olacaktı.
Harry yorgun olduğunu mazeret göstererek iki kuzenin yanında ayrıldı. Angela geçmişi konuşmayı çok istese de Sophie bu konulardan rahatsız olduğunu bariz bir şekilde belli etmesinden dolayı İngiltere’nin hali hazırda içinde bulunduğu dönemden bahsetmeye karar vermişti. İngiltere’nin burjuva aileleri için bitmek tükenmek bitmeyen baloların, av partilerinin ve akşam yemeklerinin olduğu bir dönemdi bu dönem. Angela kuzenini ve kızlarını da yakın arkadaşlarıyla tanıştırmak istiyordu. Bir hafta sonra Sophie şerefine bir yemek düzenlemeyi planlamıştı. Hazır yalnız kalmışken fikrini sormayı düşündü.
“Sevgili Sophie senin ve kızlarının şerefine yakın arkadaşlarımızla gelecek hafta bir akşam yemeği planladık. Umarım senin için uygundur”dedi Angela.
Sophie Angela’nın hareketlerini ve konuşmalarını ölçüp tartmaya karar vermişti. Rakibini iyi tanımalıydı. Bu yemek Angela’dan üstün olduğunu göstermenin iyi bir yolu olabilirdi. Fazla istekli görünmemeye çalışarak yanıtladı kuzenini “Ah sevgili Angela biliyorsun eşim Noah’ı yeni kaybettim. İsterdim ki neşenize ortak olayım fakat içinde bulunduğum yas nedeniyle pek mümkün değil. Yine de aranızda olmaktan onur duyarım.” Bu cevabı beklemeyen Angela kuzeninin yasına saygı duymuyormuş gibi hissetti kendini. Bunu atladığına inanamıyordu. Üzgün bir ifadeyle “Ah sevgili kuzenim Sophie inan seni üzmek istemedim. Senin ne kadar zor olacağını tahmin edebiliyorum. Bu yüzden yemeği ertelesek daha iyi olacak sanırım” dedi . Sophie yaslı eş rolünü abarttığını düşünerek “aslında benim için bir değişiklik olurdu ama siz daha iyi bilirsiniz” dedi. Angela’nın kafası karıştı bu yemeği isteyip istemediğini tam olarak anlayamadı.Ama arkadaşları davet edilmişti. İptal etmek statüleri gereği pek hoş karşılanmayacaktı. Bu yüzden değişiklik yapmamaya karar verdi. Tam o esnada Kahya Kadın kapıda belirmişti. Akşam yemeğinin hazır olduğunu bildiriyordu. Angela Sophie’yi yemek odasına yönlendirdi. İçeriye girdiklerinde Harry ve kızların onları masada beklediklerini gördüler. Ve masaya yerleştiler. Angela hizmetçinin getirdiği su dolu kapta parmaklarının uçlarını yıkarken Sophie göz ucuyla odayı incelemeye başlamıştı.Gül ağacından yapılmış camlı bir dolap içerisinde ki porselen takımlar göz alıcıydı. İki küçük koltuk görünümlü sandalye yine camın kenarına yerleştirilmişti.Oturdukları devasa masa ve sandalyeler de gül ağacından yapılmıştı fakat inanılmaz bir işçiliği vardı. Hizmetçi Sophie’ye su kabını uzattığında o da parmak uçlarını yıkayarak el havlusuyla kuruladı. İlk olarak daha önce hiç tatmadığı tahıllı bir çorba geldi önüne. Tadı nefisti. Ava ve Mia’da beğeni homurtuları içinde çorbalarını kaşıklıyordu. Sophie masanın altından kızlarının bacaklarına dokunarak uyardı. Amelia onların bu hallerine kıkırdayarak bakıyordu. Bir sert bakışta Angela’dan Amelia’ya gelmişti. O da kuzenleri gibi çorbasına döndü. İkinci yemek haşlanmış havuç, lahana ve bezelyeydi. Bezelye sadece soylu ailelerin tüketebildiği bir yiyecekti. Ava ve Mia ilk kez görüyordu. Tadı ikisinin de hoşuna gitmişti. Sonrasında tavuk ve tatlıyla yemeklerini bitirdiler. Kızlar tıka basa doymuştu. Uzun zamandır bu tokluk hissini hissetmemişlerdi. Sophie yemekten çok Harry ile ilgilenmişti. Güçlü parmaklarıyla çatal bıçağı bu kadar naif kullanmasına bile hayran olmuştu. Kocası Noah genelde yemek için ellerini kullanırdı. Yemek sonrası iki kuzen kadınlar için ayrılan içki salonuna Harry ise erkekler için ayrılan oyun salonuna geçmişti. İki kuzen biraz daha oturduktan sonra uyumak üzere ayrıldılar. Sophie için misafir yatak odası kızlar için ayrı bir oda hazırlanmıştı. Diğer odalar gibi bu odalar yine sadelikten oldukça uzaktı. Farklı olarak bordo perdeler yerine turkuvaz rengi kullanılmıştı. Oldukça ferah bir görünümü vardı.
Herkes uyumuştu ama Sophie’yi uyku tutmamıştı. Tüm planın değişmesi gerekiyordu. Elde edeceği hiçbir şeye Noah’ı ortak etmek istemiyordu. Harry’i gördükten sonra kocasına karşı hiçbir şey hissetmediğini resmi olarak anlamıştı. Kadınlığıyla yapmayacaktı bunu daha zamanı vardı. Hiçbir erkek ruhu hasta bir kadına katlanamazdı.Özellikle Harry gibi güçlü ve soylu bir erkek. Kahya Kadın’ la bir bağ kurup Evans ailesi ve çevresi hakkında bilgi toplamalıydı.Evet bunu hemen ertesi sabah yapmalıydı.Yolculuktan yorulmuş bedeni yatağa yatar yatmaz ağırlaşmıştı.Düşünceler içinde derin bir uykuya daldı.
